30 Nisan 2012 Pazartesi

'Marilyn ile Bir Hafta'nın Etkisi

 Şimdi izledim 'Marilyn ile Bir Hafta' filmini.İçimde garip duygular uyandı gerçekten.Çok kafam karışık gerçekten...
 Filmi izlerken Marilyn'e kızdığım taraflar oldu ama sonra düşününce aslında bende de var ondaki duygu karmaşası.Çoğu insanda da vardır eminim.
 Acılarla beslenen varlıklarız inkar edemeyiz.Ne kadar şikayet etsekte acı çekmekten aslında bağlımlıyız bi yönden.Sezen Aksu şarkılarını mutlu mesut olduğu zamanlarda yazmamıştır eminim.Hüzün kokar şarkıları da müziği hep.İçimize işler o güzel nameler.Hep birşeyler buluruz kendimizden.Bu filmde de öyle aslında.Ne kadar egoist gözüksede Marilyn ne kadar suçlasakta Colin'i bıraktı diye o da bizim gibi insan.Belki farkında değiliz ama duygularıyla ya da hayatlarıyla oynadığımız insanlar olmuştur.Bilerek ya da bilmeyerek,isteyerek ya da istemeyerek...Başkalarının acılarıyla da besleniriz.'Onun hayatını mahvettim.Ben nasıl bir insanım?' diye sorarak gelmişizdir belki de şuan ki konumumuza.
 Çok genelleme yapıyorum ama içimizdeki çıkarcı kişiliklerden bahsetmiyorum elbette.
 --
 Herkes bir bebek gibi masum olmak ister.Hiç kirlenmemiş olmayı diler.Ama hiçbir zaman olamayacağını da bilir.
 Yaşanmışlıklar isteyerek yaşanır.Kimse 'istemeden oldu' diyerek sıyrılamaz işin içinden.İstemişsindir o anda.Hiçbir şey düşünmemişsindir belki sadece o anda olmak istemişsindir.Belki birinin mutsuz olacağını düşünmeden sevmiş gibi davranmışsındır.Öyle olmayı umarak.Sevmeyeceğini bilsen de o hatayı yapıp üzmüşsündür karşındakini.İstemişsindir ama sonuçta.
 O bir yanlıştır geri dönülemez. 
 Onu mutsuz edeceğini bilsende o an kendi mutluluğun için,bir anlık mutluluğun için,karşındakini düşünmemişsindir.Sonunda pişman olacağının da farkındasın belki ama istedin ve yaptın.Geri dönmekte istemedin.Belki herşey bittikten sonra üzüleceksin onun adına biliyorsun.Ama o anı hiçbirşeye değişmezsin yinede.Hem pişmansındır sonrasında hem değilsindir.Arkana baktığında 'o' hayatından çıktığında gülümseyerek hatırlarsın.Emin ol 'o' da seni öyle hatırlıyor.Başta sana kızsada,nefret etsede geriye dönüp baktığında ne kadar kötü birşey yaşarsa yaşasın kendini gülümsetecek bir an bulur ve kötü olan herşeyi unutur.Objektif bakıldığında ne kadar olmaz gibi gelsede,yaşandığında bu böyle.İnsan olmak böyle birşey...
 Tüm insanlara selam olsun.

24 Nisan 2012 Salı

Herşeyin Fazlası Zarar


Kimseye inanıp kanmayın ey dostlar!

 Değer verdiğiniz,tüm sözlerine kandığınız,uğruna kendinizi değiştirmeye çaba gösterdiğiniz insanları salın kendi dünyalarına.Siz onların uğruna kendinizden feragat etsenizde onlar kendilerinden hiç ödün vermeden kendi hayatlarına olmak istedikleri gibi devam edeceklerdir.Siz o kadar çok fedakarlık yapmaya alışmış olacaksınız ki onlarda buna alışmış olacak ve sadece sizden bekleyecekler herşeyi.Tüm olanların sonucunu ve olacakları...Sizde insansınız ey dostlar!Bu kadar enayi olmayın bu riyakar insanlara karşı!

 Kendinizden bu kadar ödün verirken onun hiçbir çaba göstermemesi inanın sizi hayal kırıklığına uğratacak ve sonunda eğer sonu gelirse üzülmeniz gerekenden daha çok kahrolacaksınız.Açın gözünüzü!Boşuna kendinizi paralamayın!

Eğer bir fedakarlık yapacaksanız kendiniz için yapın.Eğer yaptığınız yanlış birşey varsa kendiniz için düzeltin.Size zararı olabileceğini düşündüğünüz için..Başkası için bunu yapmaya kalkarsanız bir süre sonra kendi hayatınızı başkalarının üzerine kurduğunuzu farkedecek yalnız herşey için çok geç olmuş olacak...Geç olmadan uyanın ey dostlar!

Diyelim ki daha önce bunu yaşadınız.Onun/onların için bu kadar kendinizden ödün verdiniz ve hayatınızı ona göre şekillendirmeye başladınız.Yapmanız gereken tek şey : 'Farkında olmak'.O sırada unutun herşeyi...Ailenizi,sevgilinizi,dostlarınızı,iş arkadaşlarınızı,okulunuzu,işinizi.Dönün bakın kendinize bir :'Ben ne yapıyorum kendime?' diye sorun.Daha önce yaptığınız gibi.O zaman onları düşünürken şimdide sadece kendinizi düşünün.Yaptıklarınızı,aldığınız kararları ve bu kararlarla ne kadar yol kat ettiğinizi oturun bir kere düşünün.Herkesi bırakın bir kenara herkesle yaşadıklarınızı da.Sadece neyin sizi bu kadar yıprattığını ve neyin sizi bu kadar üzdüğünü düşünün.Buldunuz mu?Bulamadıysanız biraz daha düşünün ve yaşadıklarınıza objektif olarak bakın.Ben bekliyorum...

......

Buldunuz demek...O zaman yapmanız gereken tek şey şu.Sizi üzen ne varsa yavaş yavaş öldürün içinizde o duyguları.'Kolay olmayacak,elbet üzüleceğiz' Sezen'in de söylediği gibi.Ama biz ne enayiyiz  ne mazoşist.Durduk yere neden kendimizi,psikolojimizi,bedenimizi yıpratalım?

Bunları yaptıktan sonra elinize ne geçecek neden yapasınız böyle birşey bunuda söyleyeceğim tabiki merak edersiniz.Hepimiz  insanız.Hayatınızdan silmeye çalışıyorsunuz bir süre sonra.Acı veriyor fazlasıyla ama biz cesaretliyiz ki böyle bir işe kalkıştık.Son gaz yola devam sonuca doğru ilerliyoruz...

Sadece kendinizi düşünmeniz gerektiğini söyleyip duruyorum.Nedenini ise Sagopa Kajmer'i bir lafıyla özetlemek istiyorum;'Ben bana kendim için lazımım'.Önce kendinizi düşüneceksiniz,kendi çıkarınızı gözeteceksiniz.Eğer kendiniz için iyi olan birşeyi yapıyorsanız emin olun hayatınızdaki insanlara da mutlaka yararı olacaktır.Düşünün;sizi kullanan bir insanı hayatınızdan çıkardınız.Bu insan arkadaşınızdı.Ee ne olacak?Hayatınızın büyük bir bölümünü kaplayan arkadaşınız/sevgiliniz gitti.Başka insanları hayatınızda onun yerine koymaya başlayacaksınız.Belki de daha değerli insanları hayatınıza alacak ve daha iyi dostluklar ve daha iyi arkadaşlıklar edineceksiniz.Aynı hataları yapmayacağınız için daha kötü bir belkiniz olmayacaktır...

Sonucuda bağladığıma göre artık gitme vakti geldi.Ne karar verirseniz verin sonunda mutlu olmanız dileğiyle....

(20 ekim 2011 de yazdığım bir blogtu)

5 Nisan 2012 Perşembe

Bazılarımız Yalnızlığı Seçer

  Martıların arasında dolaşan bir karga.
  Sadece martıların yaşadığı bir diyarda nerden ve nasıl geldiğini,ailesinden kopup orada ne şekilde,hangi şartlarda terk edildiğini bilmeyen bir karga.Bir yerlerde bir şekilde bir anne babadan olduğunun farkında.Martılar tarafından dışlanan,simsiyah,çirkin bir karga.Onlar gibi olamayan istese de değişemeyen bir karga.Ne kadar iyi olsa da diğerleri tarafından aralarına alınmayacağıın farkında olan,yalnız,örselenmiş,çabalayarak daha da dibe batan...
  Onlar aç kalmazlardı.Gerek insanlar çatılarına yiyecekler bırakırlardı gerek kendileri denizlere dalar karınlarını doyururlardı.Çöplükleri mesken tutarlar,askerler gibi dizilirlerdi adeta.Yılmaz çabalardım.Bu kadar martının bir arada olduğu bir yerde mücadeleyi asla bırakmadım.Çoğu zaman onlarla bende dalardım çatılara,çöplüklere.Ama onlar gitmeden yemem imkansızdı.Onlar gittiklerinde de yiyecek bir şey kalmazdı.
  Hepsinden tecrübeli hepsinden cesurdum.Onlar hep sürüye bağımlılardı.Bense sadece kendinden sorumlu özgür bir kuştum.Bağlı olduğum bir sürü bir aile bir arkadaş ya da her neyse hiçbirinden yoktu.Bağlı olduğum tek şey yalnızlığım ve benliğimdi.

---


 Günlerce aç kaldığımı,halsiz düşüp uçamadığımı bilirim.Kimse yardımıma gelmez kimse gözünün ucuyla dahi bakmazdı bana.Onların görmek istemediğiydim.Hepsinden daha cesaretliydim.Bir lokma için dört martının arasına daldığımı bilirim.Onlar beni ne kadar gagalasalar ne kadar tüylerimi yolsalarda vazgeçmem aklıma koyduğumu yapmaktan.Onlar gibi değilim.Kimseye güvenle sırtımı yaslayamam.Kimseden hayatta kalmak için yardım dilenemem.Böyle böyleyim.ve hepsinden daha iyiyim.Biliyorum.
  Nasıl büyüdüm farkında değilim.Doğamın gerektirdiği her şeyi yaşadım.Tüm mevsimleri geçirdim.Çok zaman geçti ölmedim.Kimleri neleri gömdüm ben hala ayaktayım.Hepte ayakta kalacağım.
  Yaşıma hürmet etmediler.Küçükken ezildim,gençliğimde görmediğim eziyet kalmadı.Şimdi ise yaşadıklarımı düşünerek hayıflanıyorum.Geçmişteki durumumdan daha iyi halde değilim.Ama yine de bu zamanıma da şükrediyorum.
  Uzaklardaki diyarları bilirsiniz.Herkes bilir oraları.Bende bilirim.Uzak diyarlarda başka kargaların da var olduğunu duydum.Tabi ki olacaklar.Tanrı'nın bir lutfu olamam ya.
  Göçmen kuşlar buradan da geçerler.Bir süre kalır yollarına devam ederler.
   
  Benim gidecek bir yolum yok.
  
  Bazen kalmazlar bile.Uçup giderler öyle rüzgar gibi.Aralarına karışıp onlarla konuşmaya çalışırım.
  Ne zaman buraya uğrasalar biriyle hep sohbet ederiz.İçlerinden bir tanesini dostum sayarım.Söz konusu yerleri ondan öğrendim.O anlatırken bazen hiç gitmese dediğim de olur.O benden ne kadar hoşlanmasa da derdim beni sevmesi değil.Sevilmemeyi dert etmiyorum kendime.Onun da benimle konuşmasının tek sebebi gördüklerini,tecrübelerini paylaşıp böbürlenmek.Olsun.Güzel
hikayeler anlatarak mutlu ediyor beni.
  Son gelişinde epey kafamı kurcaladı söyledikleri.Hep aynı şeyden bahsederdi.Ama bu sefer gerçekten düşündürdü beni.'Neden' dedi.'Neden aileni aramıyorsun?Başka diyarlarda senin gibisi çok.Belki bir eş bile bulursun kendine kim bilir?Kim bilir belki de çok saygı duyar katıldığın sürü sana.'.Sustum bu sefer.Sadece sustum.O konuşurken kafamda canlandırmaya çalıştım söylediklerini.Hayal ettim.Düşündüm;'Benim gibiler' ne demekti?Kimdi onlar?Gerçekten varlar mı?Yoksa palavramı hepsi.
  Ailemi düşünmüyorum.Onlar haklı veya haksız yere burda yalnız başıma bırakıp gitmişler beni.Ardımdan ağlasalar ne fayda?Ama bir 'gelecek'.Beni düşündüren asıl neden;'gelecek'ti.
  Martılar gibi bir sürüm olsa.Benim de aynı gölcükten su içebileceğim birileri olsa.Onların birbirlerine sarıldıkları gibi bende sarılsam dostlarıma yahut hiç bulamadığım aşkıma.Evet aşkıma.Sonra bir yavrum olsa ve uçarken , ona uçmayı öğretirken martıların saldırısına uğrayıp yavrumu düşürsem bir köşeye.Korkup kaçıversem arkama bakmadan.Acı çığlıklarını duysam da sadece kendi canımın derdine düşsem.Sonra o...Sonra o martılar tarafından dışlansa.Aç kalsa,yalnız kalsa,kendini orada bırakan ailesi ardından küfürler savursa,isyan etse kaderine.'Neden' diye sorsa...Ben rahat uyusam her gün.Benim diyarıma yavru bir martı düşse yanlışlıkla.ve dışlasam onu dövsem aç bıraksam,dövdürsem ama canını almasam.Onu her gün diri diri mezara gömsem.
  Bir anda irkildim ve suskunluğumu bozdum arkadaşıma karşı.'Hayır ben o değilim.Beni buraya kim getirdi,kim bıraktı,neden burdayım?Bilmiyorum.Ama burda kalmak zorundayım.' Onları işaret ettim; 'Ben onlar gibi değilim.Olamam.Ben farklıyım ve hep öyle kalacağım.Son nefesime kadar savaş vermem gerekse de...'