19 Şubat 2012 Pazar

Ben Aslında Hastaymışım!

   Öncelikle merhabalar,
 Kendimde uzun zamandır dikkatimi çeken ama sebebini bir türlü çözemediğim bir ağırlık var.Canım hiçbir şey yapmak istemiyor,kimseyle konuşmak istemiyor hatta oturduğum yerden dahi kalkmak gelmiyor içimden.Öyle ki artık insanlardan uzaklaşmaya ve kıç büyütmeye başladım diyebilirim.
 Bu durumun uzun zaman farkına varamadım.Rahatsız ediyordu tabi.Hayatta bütün amaçlarını yitirmiş,bitik bir gençtim artık.Birşeyler yapmak istiyor ama yapmıyordum.Bir sürü sorumluluğum var hem de tahmin edebileceğinizden daha fazla.Bunların ne kadar farkında olsamda ne kadar yapmam gerekenleri bilsem,(yaptığımda/yapmadığımda)) sonuçlarının neler doğuracağını bilsem de yine de yapmıyordum.Sanki beni durduran birşey vardı ve ben onu yenemiyordum.Takatim yoktu,yorulmuştum artık ve kendimden nefret ediyordum.
 Bu tembelliğim beni iyice germeye başladı.Artık yanımdaki insanlarla kavga etmeye,onları kırmaya başlamıştım.Kendi yapmadıklarımdan dolayı onlara kızarak kendimi rahatlatmaya çalışıyordum sürekli.
 Bir gün erkek arkadaşıma ingilizce öğretmek için başlangıcı nerden yapmam gerektiğine dair internetten bir araştırma yapıyordum.Bir sayfayı açtım ve okumaya başladım.Mümin Sekman'ın ingilizce öğrenmek hakkında bir yazısını okudum.Sonra aynı sitede 'Kişisel Atalet'i Yenmek' adlı konusunu açtım,okudum ve gözlerime inanamadım.Resmen beni anlatıyordu orda.Aslında bir kitabıymış 'Kişisel Atalet'i Yenmek' .Bunun babamdan gelen genlerle alakalı bir durum olduğuna kendimi inandırmışken bunu görmek ve bu durumun hastalık olduğunu öğrenmek gerçekten içimi rahatlattı.
 Artık bir çıkış yolum var.Daha tam olarak çözemedim sorunumu.Bu yazıyı yazmamın sebebi kendimi tedavi etmiş olmam ve hayatımın ne kadar güzel olduğunu anlatmakta değil.Sadece yazdığım belirtileri kendinde görenlerin bu yazı sayesinde hastalıklarının farkına varmaları,aşılamayacak bir sorunlarının olmadığını görmeleri.Şayet ben gördüm.Bunun farkında olmak bile ataleti yenmede ilk adım olacaktır.
 Tüm ataletli insanlara selam olsun...

Silkelenmeye İhtiyacı Olanlar

Kimseye inanıp kanmayın ey dostlar!
Değer verdiğiniz,tüm sözlerine kandığınız,uğruna kendinizi değiştirmeye çaba gösterdiğiniz insanları salın kendi dünyalarına.Siz onların uğruna kendinizden feregat etsenizde onlar kendilerinden hiç ödün vermeden kendi hayatlarına olmak istedikleri gibi devam edeceklerdir.Siz o kadar çok fedakarlık yapmaya alışmış olacaksınız ki onlarda buna alışmış olacak ve sadece sizden bekleyecekler herşeyi.Tüm olanların sonucunu ve olacakları...Sizde insansınız ey dostlar!Bu kadar enayi olmayın bu riyakar insanlara karşı lütfeen,rica ediyorum.
 Kendinizden bu kadar ödün verirken onun hiçbir çaba göstermemesi inanın sizi hayal kırıklığına uğratacak ve sonunda eğer sonu gelirse üzülmeniz gerekenden daha çok kahrolacaksınız.Açın gözünüzü!Boşuna kendinizi paralamayın!
Eğer bir fedakarlık yapacaksanız kendiniz için yapın.Eğer yaptığınız yanlış birşey varsa kendiniz için düzeltin.Size zararı olabileceğini düşündüğünüz için..Başkası için bunu yapmaya kalkarsanız bir süre sonra kendi hayatınızı başkalarının üzerine kurduğunuzu farkedecek yalnız herşey için çok geç olmuş olacak...Geç olmadan uyanın ey dostlar!
Diyelim ki daha önce bunu yaşadınız.Onun/onların için bu kadar kendinizden ödün verdiniz ve hayatınızı ona göre şekillendirmeye başladınız.Yapmanız gereken tek şey : 'farkında olmak'.O sırada unutun herşeyi...Ailenizi,sevgilinizi,dostlarınızı,iş arkadaşlarınızı,okulunuzu,işinizi.Dönün bakın kendinize bir :'Ben ne yapıyorum kendime?' diye sorun.Daha önce yaptığınız gibi.O zaman onları düşünürken şimdide sadece kendinizi düşünün.Yaptıklarınızı,aldığınız kararları ve bu kararlarla ne kadar yol kat ettiğinizi oturun bir kere düşünün.Herkesi bırakın bir kenara herkesle yaşadıklarınızı da.Sadece neyin sizi bu kadar yıprattığını ve neyin sizi bu kadar üzdüğünü düşünün.Buldunuz mu?Bulamadıysanız biraz daha düşünün ve yaşadıklarınıza objektif olarak bakın.Ben bekliyorum...
......
Buldunuz demek...O zaman yapmanız gereken tek şey şu.Sizi üzen ne varsa yavaş yavaş öldürün içinizde o duyguları/o insanı.Kolay olmayacak,elbet üzüleceğiz Sezen'in de söylediği gibi.Ama biz enayi de değiliz mazoşistte.Durduk yere neden kendimizi,psikolojimizi,bedenimizi yıpratalım?
Bunları yaptıktan sonra elinize ne geçecek neden yapasınız böyle birşey bunuda söyleyeceğim tabiki merak edersiniz.Hepimiz  insanız.Hayatınızdan silmeye çalışıyorsunuz bir süre sonra.Acı veriyor fazlasıyla ama biz cesaretliyiz ki böyle bir işe kalkıştık.Son gaz yola devam sonuca doğru ilerliyoruz...
Sadece kendinizi düşünmeniz gerektiğini söyleyip duruyorum.Nedenini ise Sagopa Kajmer'i bir lafıyla özetlemek istiyorum;'Ben bana kendim için lazımım'.Önce kendinizi düşüneceksiniz,kendi çıkarınızı gözeteceksiniz.Eğer kendiniz için iyi olan birşeyi yapıyorsanız emin olun hayatınızdaki insanlara da mutlaka yararı olacaktır.Düşünün;sizi kullanan bir insanı hayatınızdan çıkardınız.Bu insan arkadaşınızdı.Ee ne olacak?Hayatınızın büyük bir bölümünü kaplayan arkadaşınız/sevgiliniz gitti.Başka insanları hayatınızda onun yerine koymaya başlayacaksınız.Belki de daha değerli insanları hayatınıza alacak ve daha iyi dostluklar ve daha iyi arkadaşlıklar edineceksiniz.Aynı hataları yapmayacağınız için daha kötü bir belkiniz olmayacaktır...
Sonucuda bağladığıma göre artık gitme vakti geldi.Ne karar verirseniz verin sonunda mutlu olmanız dileğiyle....




(20 ekim 2011 de yazdığım bir blogtur)